KARAHANLILAR (840 – 1212 )
1. KARAHANLILARIN KÖKENİ VE DEVLETİN KURULUŞU
Verilen İsimler
Türk tarihinin devamlılık çizgisinde önemli bir yer tutan Karahanlılar, Batı Türkistan'da devlet kurmuş önemli bir siyasî teşekküldür.
Hanedana Karahanlı denmesinin sebebi, bu devletin hükümdarlarının, unvanlarının yanına genelde "Kara" unvanını da koymalarıdır. Kara, eski Türkçe’de kuzey yönünü göstermenin yanı sıra büyüklük, güçlülük ve yüksekliği ifade etmektedir.
Bundan başka, Karahanlılara, İlek (ilig) Hanlar da denmiştir. Bilindiği gibi Türkçe’de il kelimesi, devlet ve ülke anlamlarında kullanılmıştır. Burada ilig; devlete, millete sahip çıkan demektir. Bir bakıma Osmanlardaki "Devletlü" kelimesinin karşılığıdır.
Yine bu hükümdar sülâlesinde, “Türkistan Uygur Hanları" ve "Türkistan Hakanları" adının kullanıldığı da görülmektedir.
Bundan başka Karahanlı hükümdarları, kendilerinin Alp Er Tunga neslinden geldiklerini kabul etmişlerdir. Bu yüzden İranlılar onlara, Âl-i Afrâsiyâb (Afrâsiyab oğullan) demişlerdir.
Kökeni: Karahanlılar Devleti'ni kuranlar Uygurların bir kolu olan Yağma Türkleridir.
Devletin Kuruluşu: 840 yılında Uygur Devleti yıkıldıktan sonra, Yağma Türkleri, hükümdar ailesinden olan komutanları ile Kaşgar yöresine gelmişlerdir. Bu bölgedeki Karlukların bir kısmını da hâkimiyetleri altına almışlardır.Daha sonra da Çu ve İli vadilerini ele geçirdiler.Bu bölgede yaşayan Karluk ve Çiğil Türklerinin de birleşmesiyle Karahanlı Devleti kuruldu (840).
Balasagun alınarak devletin merkezi yapıldı.
Türk töresine uyularak devlet doğu ve batı olarak ikiye ayrıldı. Bu devlet “kara han” ünvanlı birkaç hükümdar tarafından yönetilen federatif bir devlet idi.
Devletin başında çift hükümdar vardı. Batı hükümdarı , Doğuda oturan büyük hükümdara bağlıydı. Doğuda Arslan Kara Han , unvanını taşıyan büyük kağan , batıda ise Buğra Kara Han ünvanını taşıyan batı kağanı bulunmaktaydı.
Büyük hükümdar olan Arslan Kara Han, ilk önce Balasagun’da otururken Kaşgar’ı alarak merkezi buraya taşıdı. Ona bağlı olan Buğra Kara Han ise , bazen Kaşgar’da bazen ise Talas’ta oturuyordu.
Batı Karahanlıların başkenti Semerkant idi. Arslan Kara Han burada otururdu.Bunun ortak kağanı Buhara’da oturuyordu.
Bu iki baş hükümdar ve iki yardımcılarından başka 4 tane alt kağan vardı.Bunlar da Karahanlı hanedanından idi. Bu düzende yükselme dereceye göre oluyordu. Mesela Arslan Kara Han ölünce yerine Buğra Krahan geçer, onun yerine de Arslan ikiz geçerdi .
Karahanlılar'da tespit edilebilen ilk kağan, Bilge Kül Kadir Han, Samaniler ile mücadele etmiştir. Çünkü Samanoğulları Maveraünnhir’i ellerine geçirince Karahanlıların topraklarına saldırdılar ve bazı yerleri aldılar.
Onun iki oğlundan Arslan Han Bazır büyük kağan sıfatıyla Balasagun'dan, Kadır Han Oğulcak ise ortak-kağan olarak Taraz'dan devleti idare ettiler. Samanilerden İsmail b. Ahmet (892-894) uzun bir kuşatmadan sonra Taraz'ı zaptetmişti (Mart 893). Bu durum karşısında Oğulcak merkezini Kaşgar'a naklederek Samani hakimiyeti altındaki bölgelere akınlara başlamıştır.
Samanoğulları Devleti
Samanoğulları Devleti, Karahanlılar Devleti'nin Müslüman oluşunda çok önemli bir rol oynamıştır. Bu bakımdan bu devlet hakkında kısa bilgi vermek uygun olacaktır.
Samanoğulları hanedanının aslen İranlı olduğu sanılmaktadır. Abbasîler döneminde Horasan'ın yönetimi Nasr bin Ahmet'e verilmişti. Bu yönetici yine Abbasîlerin izniyle Semerkant'ta hükümdar oldu (874). Onun soyundan gelenler de Samanoğulları Devleti'ni kurdular. Devletin sınırlan ileriki yıllarda genişledi. Maveraünnehir'in yanı sıra Horasan topraklan da devletin sınırlarına dahil oldu. Irak-ı Acem'de Büveyhoğullarına karşı tutunamayan Samanoğullan Devleti, gerilemeye başladı. Ordusunda Türklerden fazlaca istifade eden bu devlet, X. yüzyılın ortasından itibaren hızla geriledi. Topraklarının bir kısmını, kendi içinden çıkmış bir komutan tarafından kurulmuş Gazneliler Devleti'ne kaptırdı. Bir kısmını da Karahanlılara bırakmak zorunda kaldı.Nihayet bu iki devlet Samanoğullan Devleti'ni, topraklarını tamamen paylaşarak ortadan kaldırdılar (1001).
2. KARAHANLILARIN MÜSLÜMAN OLUŞU
Türk ve İslâm tarihi açısından çok önemli bir hadise olan Karahanlıların Müslüman oluşu, Satuk Buğra Kara Han devrinde gerçekleşti.
Satuk Buğra, amcası Kadir Han'la taht mücadelesine girişmişti. Bu arada kendisine iltica eden Samanoğullarından Ebu Nasr adında bir şehzadenin yanında, Müslüman sûfı dervişler de gelmişti. Satuk Buğra, sûfi dervişler vasıtasıyla İslâmiyet’i tanıdı ve Müslüman oldu. Müslüman olmasında, gördüğü bir rüyanın etkisinin de olduğu daha önce belirtilmiştir. Satuk Buğra, yeni dini benimsedikten sonra, isminin yanına Abdülkerim adını aldı (920).
Müslüman olan Satuk Buğra Han, bundan sonra ülkenin doğusundaki büyük kağan olan amcasıyla yaptığı taht mücadelesini kazandı.Karahanlı Devleti'nin batı bölümünün başına geçti. Daha sonra hâkim olduğu sahalarda İslâmiyet’i resmî din olarak ilân etti (945) .
Satuk Buğra, İslâmı yayma ideali ve heyecanıyla çok dinamik bir faaliyete girişti. Özellikle Müslüman olmayan Türklere karşı siyasî-askerî faaliyetleri, Karahanlıların merkezlerinden olan Balasagun üzerinde yoğunlaştı. Sonuçta Müslüman Karahanlılar Balasagun'a kesin olarak hâkim oldular. Bütün bu mücadelelerde Abdülkerim Satuk Buğra Han, etraftan toplanan gönüllü gazilerin de desteğini gördü.
Satuk Buğra Han Müslüman olmakla beraber batı komşuları Samanoğulları ile mücadele etmekten de geri kalmamıştır. Onun ölümünden (955) sonra yerine geçen oğlu Musa Baytaş büyük kağana karşı mücadeleye devam etti. Bunda başarılı olarak devletin her iki bölümünü de yönetimi altına aldı. Böylece İslâmiyet bütün Karahanlı Devleti"in resmî dini oldu.
Karahanlılar (Buğra Kara Han Harun) 992 yılında Samanoğlu Devleti'nin başkenti Buhara'yı ele geçirdi. Samanoğullarının Buhara valisi ile bir anlaşma yaparak Horasan’ı ona verdi . kendisi de Horasan’ı aldı.
İlek Nasr
1- Batıdaki Karahanlı Hükümdarı (I.Ahmet Han’ın kardeşi ortak kağan-Büyük Kağan) İlek Nasr, Samanoğullarından bütün Maveraünnehir'i alarak bu devleti ortadan kaldırdı (999).
2- İlek Nasr , Horasan'a hâkim olmak amacıyla yapılan mücadeleler sonunda Gazne hükümdarı Sultan Mahmut ile bir antlaşma yaptı. İki devlet arasında Ceyhun nehri (Amu Derya) sınır kabul edilerek Horasan, Gaznelilere bırakıldı (1001).
3- Nasr, Horasan'ı Gaznelilere bırakmayı bir türlü içine sindiremedi. Sultan Mahmut'un Hindistan Seferi'nde bulunmasından yararlanarak Horasan'da birçok yeri aldı. Fakat Horasan'a gelen Sultan Mahmut'la, Belh yakınlarında yaptığı savaşı kaybetti (Belh Savaşı- 1008).
Belh Savaşının sonuçları
1) Belh Savaşı Horasan2ın alınması için yapılan son ataktır.
2) Nasr'ın Belh yenilgisi Karahanlı hanedan üyelerini bir birine düşürdü.Prensler arasında çarpışmalar başladı.
3) Karahanlı Devleti’nin ikiye ayrılmasına neden oldu.
4) Prenslerin birbirleriyle çarpışmasından yararlanan Gazneli Mahmut, prenslerin kendisinden yardım istemesini fırsat sayarak Osmanlı Devleti’nin içişlerine karıştı. Aynı zamanda Harezm ve Irak-ı Acem topraklarını ele geçirdi.
KARAHANLI DEVLETİ'NİN ZAYIFLAMASI VE PARÇALANMASI
Belh yenilgisinden sonra, büyük kağan Ahmet'e karşı kardeşi Nasr Tigin ayaklandı. Ahmet bu ayaklanmaları Gazneli Mahmut'un yardımları ile bastırarak hükümdarlığını koruyabildi.
1018 yılında Ahmet'in ölmesi, saltanat mücadelelerini yeniden başlattı.
Ali Tigin Sorunu
Bu mücadeleden başarılı çıkan Yusuf Kadir Han, büyük kağan olarak ülke yönetimini ele geçirdi. Ancak, bir süre sonra kardeşleri Ali Tigin ve Ahmet kendisine karşı ayaklandılar. Ali Tigin, Selçuklu Türklerinin başında bulunan Arslan Bey ile anlaştı. Yusuf Kadir Han'la birlikte hareket eden Gazneli Mahmut, Arslan Beyi hile ile yakalatıp Hindistan'daki Kalincar Kalesi'ne hapsettirdi. Önemli bir destekten yoksun kalan Ali Tigin çöllere kaçtı (1025). Sultan Mahmut'un Gazne'ye geri dönmesi üzerine Ali Tigin Buhara'yı tekrar ele geçirdi. Ali Tigin, Gazneli Mahmut'un 1030'da, kardeşi Yusuf Kadir Han'ın da 1032'de ölmesi üzerine kendisini büyük kağan ilân etti.
Yusuf Kadir Han'ın oğlu, Ali Tigin'e karşı Gazneli Sultan Mesut'tan yardım istedi. Mesut, Harzem (Harizm) Valisi Altuntaş'ı Ali Tigin'in üzerine gönderdi. İki kuvvet arasında çetin mücadeleler yaşandı.
Altuntaş'ın ölümü üzerine, yerine geçen oğlu Harun, Gazneli Mesut'a karşı Ali Tigin ile anlaştı. Maveraünnehir'i aralarında paylaşmaya karar verdiler. Buna çok sinirlenen Sultan Mesut, Ali Tigin'i ortadan kaldırmaya karar verdi. Ali Tigin, Gazneli Mesut'a karşı Selçuklularla anlaştığı bir sırada öldü. Bunun üzerine Mesut'un plânladığı sefer gerçekleşmedi (1034).
Karahanlıların İkiye Bölünmesi
Ali Tigin'in yerine geçen oğlu Yusuf zamanında, Tuğrul ve Çağrı beyler komutasındaki Selçuklu ordusu Horasan'ı aldı. Bu durum Karahanlı ailesini birbirine düşürdü. Çarpışmalar 1042’ye kadar sürdü . Nihayet Karahanlı Devletinin kesin olarak ikiye ayrılmasına neden oldu (1042).
İki devlet arasında sınır Hocant olarak kabul edildi. Bununla beraber sınır pek kesin değildi. Zaman zaman iki devlet asıl sınırın Siri –Derya ve Fergana olduğunu ileri sürerek birbirleriyle savaşmak zorunda kaldılar.
DOĞU KARAHANLILAR ( 1042 – 1211 )
Doğu Karahanlı Devleti'nin başkenti eskiden olduğu gibi Balasagun idi. Arslan Karahan burada oturuyordu. Ortak Han yani Buğra Hakan ise genel olarak Kaşgar ve Taraz’da oturuyordu. Kaşgar eskiden olduğu gibi Doğu Karahanlılar zamanında da Karahanlıların en büyük merkezi oldu.
1- Devletin batı kısmı İlek Nasr'ın çocuklarının elinde kalınca, Yusuf Kadir Han'ın oğulları da devletin doğu topraklarını sahiplendiler. Bu devletin ilk hükümdarı Yusuf Kadir Han'ın oğlu Süleyman Arslan Han sayılmaktadır. Süleyman, çok adaletli bir hükümdardı. Ülkesinde Müslüman Türklerin yanı sıra gayri Müslim Türklerin de yaşamasına müsaade etti. Bu sayede pek çok Türk daha Müslümanlığı kabul etti. Süleyman, kardeşi Muhamnıed'le yaptığı taht mücadelesini kaybetti. Ondan sonra Karahanlı saltanatında iktidarsızlık yaşandı.
2- Doğu Karahanlı hükümdarlarının en önemlilerinden birisi, Ebu Ali Hasan idi. 1070 yıllarında Doğu Karahanlı Devleti'nin başına geçen Ebu Ali Hasan, özellikle ilme ve âlimlere büyük değer verdi. Örneğin, büyük Türk eseri Kutadgu Bilig ona ithaf edilerek yazılmıştı. Ebu Hasan, 1089'da bölgeye gelen Büyük Selçuklu sultanı Melikşah'ın hâkimiyetini tanıyarak ona tâbi oldu.
3- Ebu Ali Hasan'dan sonra yerine oğlu Ahmet devletin doğusundan gelen büyük Kara Hitay saldırısını, onları yenerek bertaraf etti. Bu zafer sayesinde hem Karahanlılar hem de Selçuklular büyük bir tehlikeden kurtuldular.
4- Melikşah döneminde güçlenen Selçuklu Devleti, Doğu Karahanlıları hâkimiyeti altına aldı (1089).
5- Devletin içindeki taht mücadelelerini (Karluklar ve Kanıların isyanını ) önleyemeyen Doğu Karahanlı hükümdarı (Arslan Kara Han) , Karahitaylardan yardım istedi. Karahitaylar (hükümdarı Kür Han) , başkent Balasagun'u işgal ederek Doğu Karahanlı Devleti'ni hâkimiyetleri altına aldılar (l 130).
6- 1141'de tekrar ortaya çıkan Kara Hitay tehlikesi bertaraf edilemedi. Bu devrede devletin başında bulunan II.İbrahim Han, içte çıkan bir isyanı bastırmak için Kara Hitaylardan yardım istedi. Kara Hitaylar da bunu kabul ettiler. Böylece başkent Balasagun'u işgal ettiler. Bir müddet sonra Batı Karahanlı topraklarını da işgal eden Kara Hitayları bölgeden çıkarmak Selçuklulara düştü.Ne var ki, Büyük Selçuklu Sultanı Sancar, 1141'de Kara Hitaylarla Katvan'da yaptığı muharebeyi kaybetti.Bu muharebeden sonra Doğu Karahanlıların bir müddet Kara Hitayların işgali altında kaldığı anlaşılmaktadır. Karahanlıların çöküşü sırasında iş başına gelen hükümdarlar Kara Hitaylarla mücadele ettiler. Fakat Doğu Karahanlı Devleti topraklarına sonuçta Kara Hitaylar hâkim oldular.
7- Doğu Karahanlılar Devleti'ni egemenlikleri altına alan Karahitaylar 1211'de bu devlete son verdiler.
BATI KARAHANLILAR (1042 – 1212)
Batı Karahanlı Devleti, Maveraünnehir ve Fergana civarında kuruldu (1042). Başkent başlangıçta Özkent iken Semerkant'ın alınmasıyla buraya taşındı. Ortak kağanları Buhara'da oturuyordu. I. İbrahim döneminde (1052 - 1068), başkent Semerkant oldu.
1- Batı Karahanlıların en büyük hükümdarı I.İbrahim'dir (1052-1068). I.İbrahim ülkedeki karışıklıkları önlemiş, ülkeyi adaletli yönetmiş ve doğuda bazı topraklan ele geçirmişti. Hükümdarlığının son yıllarında Selçuklular Batı Karahanlı topraklarına akınlar yapmaya başladılar.
2- Onun yerine geçen oğlu Nasr döneminde (1068-1080) Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, bu ülke üzerine sefere çıktı. Alparslan bu sefer sırasında Yusuf adlı Batı Karahanlı bir komutan tarafından öldürüldü. Nasr bundan yararlanarak Büyük Selçuklu topraklarına girdi. Fakat Alparslan'ın oğlu Sultan Melikşah'm karşı saldırısı sonucu geri çekilmek zorunda kaldı. Sultan Melikşah, veziri Nizamülmülk'ün tavsiyesine uyarak Nasr'la anlaştı. İki hanedan arasında evlilikler yapılarak akrabalık bağlan kuruldu.
3- Nasr’ın ölümüyle yerine geçen Ahmed Han’a karşı Semerkant alimleri Melikşah’a başvurdular. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah döneminde Buhara ele geçirilerek (1089) Batı Karahanlı Devleti Selçuklulara bağlandı.
4- Batı Karahanlı Devleti gittikçe güçsüzleşti. 1141 yılında Katvan Savaşı'nda (Batı Karahanlılara karşı ayaklanan Karluklar Kara Hıtay Hükümdarı Kür Han’dan yardım istediler) Büyük Selçuklu Devleti'nin Karahıtaylara yenilmesi sonucunda bu defa da Karahıtay Devleti'nin egemenliğine girdi.
Devletin kurulmasında birinci derecede rol alan Karluklar, yıkılmasında da birinci derecede rol oynamışlardır. Aynı şey Büyük Selçuklu Devleti’nin başına da gelecektir. Devleti kuran Oğuzlar yıkılmasında da etkili olacaklardır.
5- 1212 yılında Harzemşahlar Devleti Hükümdarı Muhammed Harzemşah tarafından yıkıldı.
BUHARA KARAHANLI DEVLETİ
Bu devletin kurucusu, Yusuf Kadir Han'ın kardeşi Ali Tekin idi. Ali Tekin kardeşleriyle anlaşamayınca Karahanlı Devleti'nin merkezini terk etti ve batıya geldi. Maveraünnehir'de Selçuklularla karşılaşan, Ali Tekin onların da yardımıyla eski Samanlı başkenti Buhara'yı ele geçirdi, Burayı kendine merkez edinerek devletini kurdu (1021). Ali Tekin'in Selçuklularla anlaşması karşısında Yusuf Kadir Han da Gazneli Mahmut'la anlaştı. Bu anlaşma sonucunda Gazneli Mahmut'la Yusuf Kadir Han, 1025 yılında Semerkant'ta birleşerek beraber bir hareket gerçekleştirdiler. Bu hareket sonucunda Ali Tekin bozkırlara çekilerek kendisini kurtarabildi. Arslan Yabgu ise, Gazneli Mahmut tarafından hile ile yakalanarak Hindistan'daki Kalincar kalesine hapsedildi.
Daha sonraki yıllarda Ali Tekin yerini korudu ve tekrar Buhara ve çevresine hâkim oldu. Gazneli Mahmut öldüğünde, oğlu Mesut tahta geçebilmek için Ali Tekin'den yardım istedi. Buna karşılık Huttelan otlaklarını ona vermeyi vaat etti. Fakat tahta geçtiğinde sözünde durmadı. Hatta daha sonra Ali Tekin'in topraklarım elinden almak istedi. Ali Tekin, Gaznelilere karşı Selçuklularla anlaştı. Ancak Gazne sultanı Mesut ile savaşamadan öldü (1034). Kısa süre sonra da Buhara Karahanlı Devleti'nin topraklan Batı Karahanlıların eline geçti.
FERGANE HANLIĞI
Karahanlı ülkesinde Kara Hitay istilâsından sonra Fergane'de bağımsız bir Karahanlı Devleti kuruldu. Bu devletin hükümdarları "Tuğrul Kara Hakan" unvanını taşıdılar. Hakkında fazla bilgi olmayan Fergane Karahanlı Devleti de muhtemelen 1211'de sona erdi.
KARAHANLILAR (840-1212) (Özet)
1. Karahanlı Devleti, başta Karluklar olmak üzere Çiğil, Yağma ve Tuhsı gibi Türkleri tarafından Doğu ve Batı Türkistan’da kurulmuştur.
2. Karahanlı Devleti ilk olarak Işık gölü civarında kuruldu.Merkezi Balasagun idi. Biraz sonra Doğu Türkistan’a geldiler Kaşgar’ı kendilerine merkez yaptılar. Samani Devleti’ni yıktıktan sonra da Maveraünnehir’e yerleştiler.Buranın merkezi de Semerkant idi.
Türkler Doğu ve Batı Türkistan’a yerleşmeden önce Uzak-Doğu uluslarından sayılıyordu. Şimdi ise , Orta Doğu devletleri ve ulusları arasında yer aldılar.
Karahanlıların batıya doğru kayması Türklere Akdeniz’in ve Anadolu’nun yolunu açtı.
Türkler Doğu ve Batı Türkistan’a yerleşerek buranın Türkleşmesini sağladılar.
3. Karahanlıların ilk hükümdarı olarak bilinen Bilge Kül Kadir Han, Maveraünnehir'deki Samanoğulları Devleti ile mücadelelerde bulundu.
4. Kadir Han, 893'te başkenti Kaşgar'a nakletti. Bu dönemde yeğeni Satuk Buğra Han Müslümanlarla temas kurdu ve Karahanlı Devleti'nin başına geçince de İslâmiyet’i resmî din olarak kabul etti (920). Bu tarihten sonra Abdülkerim Satuk Buğra Han adıyla anıldı. Ancak Karahanlı sınırları içerisindeki halkın tamamıyla İslâmiyet’i seçmesi Satuk Buğra Han'ın oğlu Baytaş zamanında gerçekleşmiştir.
5. Ebu Nasr Ahmet zamanında, kardeşi İlig Nasr Gazneliler ile birleşerek Samaniler devletine son verildi (999). Ebu Nasr Ahmet Abbasi halifesi tarafından bir İslâm hükümdarı olarak tanınan ilk Karahanlı hanı olmuştur.
6. Karahanlı Devleti'nin sınırları Balasagun, Özkent ve Tarım Havzası'nın batı kısmı ile Karakurum Dağları dolaylarına kadar genişlemişti. Karahanlıların güneyinde Gazneliler bulunmaktaydı.
7. Hanedan arasında çıkan anlaşmazlık neticesinde devlet Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı (1042).
8. Doğu Karahanlı Devleti (1042-1211) Devletin merkezi, zaman zaman Balasagun, Talaş ve Kaşgar şehirleri olmuştur. Önce B.Selçuklulara bağlanan devlet 1130’da Karahıtaylar yıkılmıştır. Bölgenin tamamı Cengiz Han tarafından istilâ edildi.
9. Batı Karahanlı Devleti (1042-1212): Devletin başkenti önceleri Özkent idi. Harzemşahlar bölgedeki Moğol hâkimiyetine son vermiş, son Karahanlı hükümdarı Osman Han'ı da ortadan kaldırarak, bu devleti yıkmışlardır (1212).
Karahanlıların Özellikleri
1) Orta-Asya’da kurulan ilk Türk-İslam devletidir.
2) Türkçe’ye önem vermişler ve resmi dil olarak kullanmışlardır. Alfabeleri Uygurca’dır.
3) Türk dilini ve kültürünü devam ettiren Karahanlılar ilk Türk - İslâm eserlerini ortaya koymuşlardır.En önemli eserleri, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig ve Kaşgarlı Mahmut’un Divan’ı Lügati’t Türk adlı eserleridir.
4) Türk – İslâm tarihinde ilk medreseleri kurarak eğitime önem vermişlerdir.
5) Türk tarihinde “ Ribat” adıyla ilk kervansarayları kurarak ticareti geliştirmişlerdir.
6) Devleti oluşturan boylar iç işlerinde serbest olduğundan, devlet konfederatif bir özellik göstermiştir.
7) Kadılık, muhtesiplik (din kurallarına göre esnafı denetleyen, belediye hizmetleri ve güvenlik işlerine bakardı) ve cihat konularında İslam müesseselerini benimsediler.
8) Hakimiyet anlayışı,saray teşkilatı, merkez ve taşra teşkilatı ile askeri teşkilatta Türk özelliklerini korudular.
9) Ordu ise; Saray muhafızları (Kapıkulu ve Hassa), Eyalet askerleri ve Türk boylardan savaşa katılanlardan oluşmaktadır
10) Karahanlı Devleti, Türk tarihinde tam manasıyla köprü bir devletti. Hem Türklerin İslâmiyet’e geçişlerinde, hem de Türklerin Ön Asya'ya gelişlerinde köprü vazifesi görmüştü.
11) Karahanlılar’ın başkentlerine Ordu denilirdi
12) Hükümdarlar, kendilerine hükmetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanmışlardı.